Şeffaf Müzecilik mümkün mü?

Semra Dursun, International Council of Museums-ICOM Eski Başkanı, müzebilimci Suay Aksoy ve müzeograf, küratör Canan Cürgen Gültaş ile müzelerin ‘şeffaflığını’ konuştu. Bu yazı ilk olarak Artdog’un Yapay Zeka adlı sayısında (Mayıs-Haziran 2023, Sayı: 16) yayınlanmıştır. MMKD internet sitesinde paylaşımına gösterdikleri destek için Artdog İstanbul‘a teşekkür ederiz.

* * *

‘Şeffaf Müzecilik’ kavramı son yıllarda kültür- sanat alanının en tartışılan konularından. Müzelerin stratejisi, koleksiyonu, bağlantıları, kurumlarla iletişimi, çalışan hakları, aldıkları bağış ve sponsorluklar gibi pek çok konu ‘şeffaflık’ kavramı ekseninde daha sık sorgulanır oldu. International Council of Museums-ICOM Eski Başkanı, müzebilimci Suay Aksoy ve müzeograf, küratör Canan Cürgen Gültaş ile müzelerin ‘şeffaflığını’ konuştuk.

42. İstanbul Film Festivali’nde gösterilen Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri (All the Beauty and the Bloodshed) adlı film bir yandan seksenli yıllarda New York’un underground ve kuir çevrelerini belgeleyen fotoğrafçı ve aktivist Nan Goldin’ın hayatına odaklanırken; diğer yandan Goldin’ın kurucusu olduğu Prescription Addiction Intervention Now (P.A.I.N.) kuruluşunun sanat dünyasıyla içli dışlı olan ve birçok dev müzeyi fonlayan Sackler ailesine karşı verdiği mücadeleyi konu alır. Laura Poitras’ın yönetmenliğini üstlendiği, 79. Venedik Film Festivali Altın Aslan ödüllü belgesel, 2018 yılında Goldin’ın da aralarında bulunduğu grubun Metropolitan Sanat Müzesi’nin en büyük galeri alanı Sackler Kanadı’ndaki heybetli Dendur Tapınağı çevresine boş reçeteli şişelerin saçılması ve bir ölüm eyleminin sahnelenmesiyle başlar.

Belgeselde sözü edilen Sackler ailesi, Yale Üniversitesi’nden ABD’deki Guggenheim Müzesi’ne; Serpentine Galerisi’nden Kraliyet Akademisi’ne kadar dünyanın önde gelen prestijli kültürel ve akademik çevrelere yaptıkları cömert hayırseverlikleriyle ünlü. Aile zenginliğinin büyük bir bölümünü ilk kez 1996’da piyasaya sürülen reçeteli ağrı kesici OxyContin’e borçlu. Amerika’da küçük ameliyatlar sonrasında dahi kolayca hastalara reçete edilen bağımlılık yaratan bu ağrı kesici nedeniyle 2016’da sadece ABD’de 43 bin kişi hayatını kaybetti. Ayrıca ülkede eroin bağımlılarının yüzde 80’inin bu reçete ile bağımlılıklarına başladığı da tespit edildi. Binlerce insanın ölümüne ve bağımlılığına neden olan ilaçla ilgili dava dalgası bir dönem kamuoyunun gündemine taşınsa da OxyContin’i üreten Purdue Pharma’nın dışında, şirketin sahibi Sackler ailesi bu davalardan hiç yara almadı.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir