Müzeci Zeynep Toy Ankara Müzelerini yazdı…
Bir Ankara gezisinde bir güne sığdırabildiğim üç önemli müzeyi inceleme fırsatı yakaladım. En çok hangisini sevdiğim sorusuna verebileceğim cevap aşağıdaki metinde yer almaktadır.
PTT PUL Müzesi
Bir müzeye gitmeden önce müze hakkında araştırma yapmayı incelemeyi çok severim. Pul Müzesi’de bunlardan biriydi, öncesinde bir çok fotoğrafına bakarak, mekanın kullanımı, tasarımı, küratöryel işleri hakkında bir ön bilgi edinmiştim. Tabii ki içine girdikten sonra durumun her zaman daha farklı olduğunun farkına varıyoruz. Pul Müzesi ilk web araştırmalarım kapsamında tasarımı ile beni büyülemişti, konusu itibariyle zaten oldukça yaratıcılığın öne çıkacağını düşünerek bir çok hikayeyi bulacağımı düşünerek gitmiştim ancak biraz hayal kırıklığına uğradım. Sergileme tasarımı, müze konseptine olan yaklaşım, grafik unsurlarda renklerin kullanımı gibi detaylar çok iyi düşünülmüş ancak üst katlardaki odalarda ve bölümlerde kullanılan modüller hep aynı renkteki tasarımların yan yana durması bir farklılık yaratılmaması sonucu biraz yorucu ve ziyaretçinin sıkılmasına yol açan bir anlatım olduğunu gözlemledim. Bu durum aslında aynı zamanda müze kurgusunda yer alan konuların bazılarında görünürlüğünü kapatmış. Tasarım yönünde en çok etkileyen bir yanı da bazı vitrinlerin boyunun yüksek olması ile erişebilirdik konusunda çocuklara ve engelli ziyaretçilerin bu alanlarda zorluk yaşaması olmuştur.
Tüm bu eksikliklere rağmen müthiş ilgili çekici bir konuyu ele alan bu müzede neredeyse tüm arşivlik malzemeleri kapsayan pulların bir arşiv dolaplarında ziyaretçiye de açılması olmuştur. Bu konunun uzmanı dışında hepimizin görebildiği bu pullar çok etkileyicidir. Bir diğer yandan kioskların içeriği bilgi vermek açısından, tasarımları da kullanım açısından kullanışlıdır.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Dünyanın en önemli koleksiyonuna sahip bir müze olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, yapısı ve eserleri ile tam bir görsel şölen sağlamaktadır. Bundan 7 sene önce gezdiğimde ne güzel eserler var keşke daha iyi sergilense dediğim bu müze, bugün beni kendi dünyası içine alabildi ve imrendiğimiz Avrupa ülkesi müzelerinde yer bulabileceğimizi hissettirdi. Bu müzeyi bir müzeolog olarak gezerken azda olsa arkeoloji bilgilerimle eserleri tanımlayabilir ve kullanımları hakkında bir bilgi sahibi olabiliyorum. Bu müzeyi yanımda eşimle gezerken arkeoloji konusunda bilgisi olmayan birinin hislerini anladım. Öncelikle objelerin isimleri etiketlerde yazıyor ama ne oldukları, nasıl kullanıldıklarına dair bir bilgi yok. Arkeoloji müzelerinde maalesef etiketler sadece adı, yılı ve malzemesi olarak kalıyor. Bazı panolarda bu eserlere dair açıklamalar olsa da, hem tüm eserler için bu panoların hepsi okunamaz hem de sosyolojik bir açıklama değil de sadece teknik açıklamaları yapılıyor. Bunların daha toplumsal karşılaştırmaların yapılabileceği, metinler ve gözlemlere de müzede ihtiyaç vardır. Bu içerik açıklamaları dışında müze yeni düzenlemeyle müzecilik standartlarını hem sergileme hem de dijital kullanımların çok yerinde olduğu gözlenmiştir. Ancak alt katta yer alan Roma Dönemi ve Ankara arkeolojik kazıları bölümünün düzenlenmemesi iyi bir etki bırakmıyor, çıkışın özellikle buradan yapıldığı düşünüldüğünde. Bir de eklemeden geçemeyeceğim, müzelerin artık kendilerini en iyi şekilde görünürlüğünü sağladığı sosyal medya dışında müze mağazasınında müzeye göre zengin olmasını beklerdim, belki de yakında olur.
Erimtan Müzesi
Erimtan Müzesi ilk girdiğim andan itibaren Anadolu Medeniyetlerine bu kadar yakın bir müze olarak aynı tarz koleksiyona sahip olarak akıllarda şöyle bir soru bırakmıştır “bu kadar eski medeniyetlere ait bu koleksiyonu nasıl toplanmışlar?” özel koleksiyonerlerin ülkemizde bu tarz kazılar yapması yönetmeliğini bilmesem de keşke bir bütünlük açısında bu tarz eserlerin bir arada toplanıp sergilense diyebildim. Erimtan Müzesi’de ülkemizde eksik kalan başka müze türlerine el atsa diyerek haddim olmayan bir fikir yürütmüş olabilirim. Müze oldukça eski bir mimariyi işlevlendirirken, sergileme tasarımı oldukça modern kaçmaktadır. Bunda bir sıkıntı görünmemektedir, ancak müzedeki eserlerin önüne geçince bir müzeolog olarak düşünmeye başladım. Bir sergileme tasarımı bu kadar eserin önüne geçmeli mi? Ben eser kaynaklı müzelerden hoşlandığım için hayır geçmemeli diyorum, ama bazen eser değil de bir konuyu öne çıkarmak istersek bunu dert etmeye gerek yok.
Müze Anadolu Medeniyetlerine göre bir konuda öne çıkmaktadır, sosyolojik ve toplumsal açıdan o dönemi kapsayan eserlerin konularıyla ilgili açıklamaları canlandırmaları etkileyiciydi.
Dükkan tasarım nesneleriyle dolu olduğundan oldukça pahalı, herkesin alabileceği bir şey yok. Alt kata indiğimizde bizi bir geçici sergi karşılamaktadır, geçici sergi müzenin konusu dışında bir resim sergisidir. O oldukça basit ve ilgi çekici olmadığı için aslında müze üst katlardaki tasarımlarla görkemli kalmaktadır.
İlk Yorumu Siz Yapın