Müzeci Nalan Dönmez Yakarçelik yazdı…
Marmaris’te vakit geçirilebilecek en uygun mevsim Mayıs ayı olmalı. Hem denize girmek, hem sıcaktan bayılmadan kentin keyfini çıkarmak, hem de üşütürüm diye korkmadan yağmurda ıslanmak ancak bu ayda mümkün. Gitmişken sahil boyunca yürüyüp, en popüler yerlerden olan, sevimli kalesine tırmanmadan dönmemeli. Begonvillerin taştığı daracık sokaklardan kıvrılarak, dört burçlu kaleyi içgüdüsel olarak bulursunuz. Müzeden memnun kalmasanız da manzarası müthiş.
İlk yapımı M.Ö. 2.bine kadar giden kale, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yenilenmiş, I. Dünya Savaşında Fransız Donanması tarafından topa tutulmuş. 1970’lere kadar içine, yamacına evler dizilmiş. Ayrıca bir çeşme ve ark bulunuyor.
Kalenin restorasyonu 1990’da tamamlanmış, çöken tonozlar tamamlanmış ve yedi kapalı alandan üçüyle, bahçesi Arkeoloji Müzesi olarak hazırlanmış. Marmaris ve Datça (Knidos, Hisarönü, Burgaz) bölgesi kazılarından çıkan Arkaik, Hellenistik, Roma ve Bizans devri eserleri sergileniyor. Burdur yöresinden gelen bir koleksiyon da cabası.
Dairevi vitrinleri, aydınlatması, iklimlendirmesiyle dört başı mamur bir proje olarak ortaya çıkmış. Takıdan sikkeye, heykelden topa, amforadan gemi demirine, pişmiş toprak küçük buluntudan stele kadar geniş yelpazede koleksiyonu var. Turistik yer olmanın avantajıyla, taşrada karşımıza çıkan geçen yüzyılın vitrin ve sergileme sistemleri şükür ki burada yok, her şeyiyle yenilenmiş. Müze eserlerini tek tek anlatmışlar ama kaleye dair pek bilgi olmaması yadırganıyor. Bir de broşürü olaymış hiç fena olmayacakmış.
Sıcaktan fenalaşırsanız içine gireceğiniz tonoz ya da burçlar sizi hemen serinletiveriyor. Yalnız dik yokuş ve merdivenlerle başınız dertteyse hiç gitmeyin, düşme riskiniz var.
Nalan Dönmez Yakarçelik
İlk Yorumu Siz Yapın